Reçel deyince aklımıza çilek reçeli, vişne reçeli, kayısı reçeli gibi çok fazla tüketilen ve market raflarında karşılaştığımız reçeller geliyor. Türk halkı olarak reçeli çok seviyoruz ve son yıllarda ancak marketteklerden ulaşabildiğimiz reçel, "lezzet repertuarımızı" sınırlı tutuyor. Bartın'ın Amasra İlçesi'nde bulunan Amasra Belediyesi Halk Pazarı'nda bir esnaf, birbirinden farklı reçeller yapıyor ve yaptığı reçelleri uygun fiyatlardan satıyor.
Reçeller meyveden koku elde etmeye uzanan çok eski bir yiyecek tarihinin günümüzdeki mirası. Türk Mutfağı'nda bilinen en eski reçel, Mevlevi dergahlarından yayılan gül reçelidir. Türk Mutfağı’nda ve Osmanlı Mutfağı’dan günümüze uzanan vazgeçilmez bir reçel kültürü bulunuyor. Osmanlı döneminde şifa veren bir gıda olarak görülen reçel, Osmanlı Sarayd'nda itibarı yüksek bir yiyecek. Reçelhanelerde padişahın ilaçları yapılırmış, yani reçelhaneler bir nevi eczane görevi görmüş. O dönemde meyvenin çiçeğinin yapısına göre sağlık açısından faydaları saptanmış. Osmanlı döneminde reçel kültürü o kadar önemli ki reçel yapmayı bilmeyen kadınlar halk arasında ayıplanırmış.
O dönemlerde birbirinden farklı meyvenin reçeli yapılıyor olsa da, günümüzde reçel kültürünü yaşatan insanların sayısı oldukça düşük olduğu için, zamanla bu çeşitlilik azalıyor. Ancak Amasra Belediyesi Halk Pazarı'nda bir esnaf, atalarımızdan kalan bu şifa mirasını yaşatmaya devam ediyor.
Kavun, karpuz, patlıcan, yeşil limon, badem, fındık, erguvan çiçeği, nilüfer çiçeği, hatmi çiçeği, çam kozalağı, nane, mürdüm eriği hatta patlıcan.. Birçok meyve ve sebzeden elde ettiği reçelleri Amasra'da kurulan Halk Pazarı'nda reçel severlere satıyor. Vatandaşlar ise birbirinden lezzetli reçelleri alarak kahvaltı sofralarını çeşit çeşit renlerle ve farklı farklı lezzetlerle donatıyor.
MUHABİR - YUSUFHAN KABAKCI
Reçeller meyveden koku elde etmeye uzanan çok eski bir yiyecek tarihinin günümüzdeki mirası. Türk Mutfağı'nda bilinen en eski reçel, Mevlevi dergahlarından yayılan gül reçelidir. Türk Mutfağı’nda ve Osmanlı Mutfağı’dan günümüze uzanan vazgeçilmez bir reçel kültürü bulunuyor. Osmanlı döneminde şifa veren bir gıda olarak görülen reçel, Osmanlı Sarayd'nda itibarı yüksek bir yiyecek. Reçelhanelerde padişahın ilaçları yapılırmış, yani reçelhaneler bir nevi eczane görevi görmüş. O dönemde meyvenin çiçeğinin yapısına göre sağlık açısından faydaları saptanmış. Osmanlı döneminde reçel kültürü o kadar önemli ki reçel yapmayı bilmeyen kadınlar halk arasında ayıplanırmış.O dönemlerde birbirinden farklı meyvenin reçeli yapılıyor olsa da, günümüzde reçel kültürünü yaşatan insanların sayısı oldukça düşük olduğu için, zamanla bu çeşitlilik azalıyor. Ancak Amasra Belediyesi Halk Pazarı'nda bir esnaf, atalarımızdan kalan bu şifa mirasını yaşatmaya devam ediyor.
Kavun, karpuz, patlıcan, yeşil limon, badem, fındık, erguvan çiçeği, nilüfer çiçeği, hatmi çiçeği, çam kozalağı, nane, mürdüm eriği hatta patlıcan.. Birçok meyve ve sebzeden elde ettiği reçelleri Amasra'da kurulan Halk Pazarı'nda reçel severlere satıyor. Vatandaşlar ise birbirinden lezzetli reçelleri alarak kahvaltı sofralarını çeşit çeşit renlerle ve farklı farklı lezzetlerle donatıyor.MUHABİR - YUSUFHAN KABAKCI
