Bartın’da üniversite eğitimi gören Filistinli öğrenciler, İsrail’in saldırıları altında yaşam mücadelesi veren ailelerinin hayatlarından büyük endişe duyduklarını belirttiler.
İsrail’in Gazze’de El-Ehli Baptist Hastanesine düzenlediği ve 500 kişinin hayatını kaybettiği saldırının ardından gazze Şeridi’ne yönelik hain saldırıları kesintisiz devam ediyor. İsrail ve filistin arasında yaşanan çatışma, iki taraf için de büyük bir trajediydi. Bu çatışmada, binlerce masum insan hayatını kaybetti ve milyonlarca insan yerinden edildi.
Filistin Sağlık Vakanlığı,İsrail’in 7 Ekim ‘den itibaren Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda en az 3 bin 300 kişinin öldüğünü ve 13 bin kişinin yaralandığını duyurdu.
Bartın Üniversite’sinde öğrenim gören Filistinliler, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları ile hastanenin bombalanmasına ilişkin duygu ve düşüncelerini Eybey Medya'ya anlattılar.
Yaklaşık 2 hafta önce başlayan Filistin ve İsrail savaşıyla birlikte dünyanın her yerinde ailesinden uzakta Türkiye’de okuyan 4 bin 500 Filistinli öğrenci sevdikleri için endişeli durumda. bartın Üniversitesi’nde okuyan Filistinli öğrenciler özellikle savaş mağduru olan aileleri için endişelerini aktardı.
Bartın Üniversitesi’nde eğitim gören öğrenciler, Gazze bombardıman altındayken ülkesinden, ailesinden uzakta yaşamanın zor olduğunu ifade ederek ailesi, akrabaları ve arkadaşları için büyük kaygı duyduklarını belirtti.
Bazı öğrenciler,Gazze’deki elektrik ve internet kesintileri nedeniyle aileleriyle hiç iletişim kuramadıklarını ve aileleri için endişelendiklerini anlattı.
“75 yıldır zulüm altındayız ”
İşgalci İsrail ordusunun dünyanın gözü önünde Gazze’de tarifsiz bir vahşeti yaşattığını ve kadın, çocuk, yaşlı demeden sivillere yönelik kanlı bir savaş başlattığını belirten Bartın Üniversitesi’nde Bilgisayar Mühendisliği 3. Sınıf öğrencisi Laith Aldweikat, Filistinli bir genç olarak Filistin direnişinin eninde sonunda başarıya ulaşacağını, işgalci İsrail’in topraklarından çıkacağını söyledi.
Ailesi ve arkadaşlarından aldığı bilgiye göre Gazze’de elektrik, su, gıda sorununun ciddi boyutlara ulaştığını belirten Aldweikat, “En son 2 gün önce halamla konuştum. Ailem Gazze’de değil Trablus’ta yaşıyor, oradaki durum anlatılana göre biraz daha sakin. Yollar barikatlarla kesilmiş ve oradaki polis vahşi bir şekilde insanlara davranıyor. Bu büyük bir haksızlık, biz sadece bizden zorla alınan topraklarımızı geri almaya çalışıyoruz. Biz terörist değiliz, sadece bu duruma direniyoruz. Bu da bizim hakkımızdır. Olaya doğru yerden bakılmalı ve hakkın, haklının yanında olunmalı. Bize zulüm edilmemeli zaten 75 yıldır zulüm altındayız. Bütün Avrupa, İsrail katliamında maddi, manevi ve silah desteğiyle onları destekliyor. Gazze’de yaşanılan trajedi sadece Müslümanların değil tüm insanlığın ortak yarasıdır” dedi.
“En büyük zorluk aileme ulaşamamak”
Geçtiğimiz yıl meydana gelen çatışmalarda yakın arkadaşını kaybettiğini belirten Bartın Üniversitesi Hemşirelik Bölümü öğrencisi Mourtaja Saad da “Ben şuanda Türkiye’deyim, güvendeyim ama ailem, arkadaşlarım, akrabalarım ateş altında, çoğu zaman onlara ulaşamıyorum. Birkaç gün önce evimizin yıkıldığını öğrendim ve şuan ailem akrabalarımın yanında kalıyor. Aileme çok fazla ulaşamıyorum, internet hep kesiliyor. Anneme 2 gündür mesaj atıyorum ama internet çekmediği için ulaşamadım. 2021 savaşında en yakın arkadaşlarımdan birini kaybettim. O nedenle aileme ulaşamadığım için şuan çok endişeliyim. Biz kimseden yardım istemiyoruz, biz terörist değiliz bunu kabul etmiyoruz. Savaş başlayalı günler oldu ve kayıplar giderek artıyor. Sığınaklardaki insanlara ulaşılamıyor, ne elektrik ne su ne internet var. Babam doktor olduğu için 24 saat şuan hastanede görev yapıyor. Orada durum çok kötü. Şuan en büyük zorluğum aileme ulaşamamak, babama da arkadaşlarım üzerinden ulaştım. Bölgede bir savaş hali olduğu için kendi paramı kazanmam gerekiyor, çalışmak zorunda kalacağız çünkü ailemiz ne durumda bilmiyoruz” diye konuştu.
“Sadece topraklarımızı geri istiyoruz”
Filistin toprakları ve özellikle Gazze’nin yaklaşık 2 haftadır saldırıya maruz kaldığını söyleyen Hemşirelik bölümü öğrencisi Saifullah Jawabreh de savaş hukuku dahi gözetilmeden masum sivillerin en temel ihtiyaçları olan su, elektrik, barınma, yiyecek ve tıbbi malzemelere ulaşmalarının engellendiğini ifade ederken “Benim ailem Filistin’de yaşıyor ama Gazze’de değil, bizim oralarda durumlar daha sakin ama şimdilik çünkü gelecek günlerde daha kötü olabilir. Benim ailem evden çıkamıyor, İsrail, askerlerini şehirlerin arasına sınır gibi koymuş, diğer şehirlere geçemesinler ve birbirlerine yardım demesinler diye. Birkaç gündür iletişim de ulaşım da zor sağlanıyor. Biz sadece topraklarımızı geri istiyoruz” dedi.
İsrail-Filistin Savaşı
7 Ekim’de paramiliter örgüt olan Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları tarafından Aksa Tufanı Operasyonu yapılarak İsrail geneline geniş çaplı bir saldırı düzenlendi.
İsrail ve Filistin arasında büyük bir çatışma yaşandı. Bu çatışma, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'e düzenlediği roket saldırılarıyla başladı. Hamas, bu saldırıyla İsrail'in işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'ya düzenlediği baskınları protesto ettiğini açıklamıştı.Bu saldırılar, Gazze'de büyük yıkıma ve can kaybına yol açtı.
Gazze'den düzenlenen saldırılarda 304'ü asker bin 405 İsraillinin öldüğü, 3 bin 968 İsraillinin yaralandığı aktarılmıştı.
Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in saldırılarında Gazze'de 3 bin kişinin öldüğünü, 12 bin 500 kişinin yaralandığını duyurmuştu.
İşgal altındaki Batı Şeria'da da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 61 Filistinlinin öldüğü, yaklaşık bin 250 kişinin yaralandığı belirtilmişti. İsrail'in saldırılarında ayrıca 13 gazeteci yaşamını yitirmişti.
Lübnan sınırında 8 Ekim'de İsrail ordusu ile Hizbullah arasında başlayan çatışmalarda 8 Hizbullah, 2 İslami Cihad üyesi, 1 gazeteci, 2 sivil hayatını kaybetti.
Lübnan tarafından düzenlenen saldırılarda da 2 İsrail askeri ve 1 İsrailli sivil yaşamını yitirdi.
Son olarak, İsrail'in Gazze'deki El-Ehli Baptist Hastanesi'ne düzenlediği saldırıda 500 kişi hayatını kaybetmişti.
ZEYNEP NUR DEMİR