Konut sorunu tüm Türkiye’de olduğu gibi Bartın’da da vatandaşın kanayan yarası. Özellikle dar gelirli vatandaşların cebi kriz ve enflasyon karşısında zorlanırken, bu sorunlara bir de konut krizi ekleniyor. Ancak Bartın’da ev sahipleri, kiracı adaylarını sadece yüksek kira bedelleri ile mağdur etmiyor, “ayrımcılık yasağı ihlalinde” bulunuyor. Ev sahipleri ise yüksek kira bedellerini rahat ve güvenceli bir şekilde almak için evlerini “Aile ve Memura” başlığı ile ilana veriyor. Ancak ‘Bekara ya da öğrenciye ev vermem' demek suç teşkil ediyor.
Bartın Üniversitesi'nin öğrenci kapasitesi her geçen gün artarken, özellikle öğrenciler mevcut konut kriziyle birlikte barınma sorununu daha da derinden hissediyorlar. Ev sahipleri ise yüksek kira bedellerini alabilmek için evlerini "Aile ve Memura" başlığı altında ilan veriyorlar. Ancak "Bekara ya da öğrenciye ev vermem" gibi açıklamalar, ayrımcılık suçu teşkil ediyor.
Kiracıda ayrımcılık yapmak, kanunen yasaklanmış durumda ve bu konuda ciddi cezalar öngörülüyor. TBMM'de 20 Nisan 2016'da oy birliğiyle kabul edilen "Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu" (6701 sayılı kanun) bu tür ihlalleri engellemek için yürürlüğe girmişti. Daha önce yapılan bir şikayet başvurusu üzerine TİHEK kurumu tarafından verilen emsal kararlar, ayrımcılığın medeni hal temelinde yasaklandığını ve bu tür ihlallerin ciddi sonuçlar doğurduğunu gösteriyor.
Konut kriziyle mücadelede adaletin sağlanması için atılması gereken adımların başında, ev sahiplerinin ayrımcılık yapmalarını engelleyici önlemlerin alınması geliyor. Bu kapsamda, hem ev sahiplerinin bilinçlendirilmesi hem de yasal düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanması gerekiyor.
Ayrıca, özellikle öğrenci nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde öğrencilere yönelik barınma imkanlarının artırılması ve uygun fiyat politikalarının benimsenmesi de önem taşıyor.
Bartın'da yaşanan konut krizi ve ayrımcılık ihlalleri, sadece bir şehrin değil, ülke genelindeki konut politikalarının gözden geçirilmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Adaletin sağlanması ve herkesin eşit bir şekilde barınma hakkına sahip olması için, hem toplumsal farkındalığın artırılması hem de etkin yasal düzenlemelerin yapılması kaçınılmaz bir gereklilik haline geliyor.
MUHABİR - YUSUFHAN KABAKCI