Bartın Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, savcılık dosyanın esasına ilişkin mütalaasını açıkladı. Savcılık, dört üst düzey yönetici hakkında "olası kastla öldürme" suçundan 43 kez ve olası kastla yaralama suçundan ayrı ayrı cezalandırılmalarını talep etti. Bunun yanı sıra, diğer 19 sanığın ise "bilinçli taksirle birden fazla kişiyi öldürme ve yaralama" suçlarından cezalandırılmaları talep edildi. Mahkeme heyeti tarafından verilen ara kararda tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, tutuksuz sanıklar hakkındaki adli kontrol kararlarının da devamına karar verildi.
Duruşma sonrası açıklamalarda bulunan Derviş Emre Aydın şu ifadelere yer verdi:
“Bugün mağdur ailelerin avukatları olarak Amasra Maden Katliamının onuncu caddesindeydik. Bartın Ağır Ceza Mahkemesi'ndeydik. Bugün onuncu celsede savcılık dosyanın esası hakkındaki mütalaasını açıkladı ve dört yönetici pozisyonundaki dört sanığın olası kastla öldürme suçundan 43 kez ayrı ayrı cezalandırılmalarını ve yine olası kast ile yaralama suçundan ayrı ayrı cezalandırılmalarına, diğer sanıklar açısından 19 sanık açısından ise bilinçli taksirle birden fazla kişiyi öldürme ve yaralaması suçundan cezalandırılmasına dair mütalaasını sundu.
Mağdur ailelerin avukatları olarak biz bu katliam dosyasında olasılık mütalaasının sunulmasını zaten katliamın en başından bu yana açık olan gerçeklerin bu şekilde hukuki bağlamda da ortaya konması gerektiği yönünde düşüncelerimizi, taleplerimizi sunmuştuk bu aşamaya kadar. Fakat başka bir talebimiz daha vardı. Katliamın tüm sorumlularının yargılanmasıydı. Bugün geldiğimiz aşamada TTK Genel Müdürlüğü düzeyindeki sorumluluğu tespit edilen haklarında soruşturma açılan öncesinde soruşturma izni verilmeyen fakat sonrasında taleplerimiz doğrultusunda soruşturma açılan sanıkların da bu yargılamaya dahil edilerek onlar hakkında da olası kast mütalaası verilmesi gerektiği düşüncesindeydik. Taleplerimiz bu aşamaya kadar bu yöndeydi.
Fakat geldiğimiz noktada şu anda onlar hakkında TTK Genel Müdürlüğü üzerindeki yöneticiler hakkında iddianame düzenlenmesinin önünde herhangi bir engel olmadığı görülüyor. Fakat iddianame düzenlenmiyor. Bu da üst kademedeki yönetici fonksiyonundaki diğer sanıkların korunduğu anlamına geliyor. Bizim onların da yargılamaya dahil edilmesi yönündeki talepleriniz her zaman devam ediyor. O soruşturmaya da sürekli bir şekilde iddianamenin hazırlanabilmesi için talepler gönderiyoruz. Fakat dediğim gibi bu aşamada savcılık mütalaasını sadece mevcut sanıklar hakkında olasılık değerlendirmesi yaparak sunmuş oldu.
Diğer bir husus da keşif meselesine ilişkin bir henüz sonuç alınamamış olması. Buna da ilişkin zaten değerlendirmelerimizi yapmıştık. İlk soruşturma aşamasında katliamdan sonra sanıkların kasıtlı hareketleriyle maden hatalı şekilde kapatılmış ve keşif için uygun koşulların oluşamayacağı bir ortam yaratılmıştı. Şimdi bu durum şu anda yargılamada keşif yapmamızın önüne geçiyor ve yine bu mevcut sanıkların kendi davranışlarıyla yargılamayı soruşturmayı sürüncemede bırakmak için yarattıkları ortamdan kaynaklıydı.
Mahkeme keşif için tekrardan TTK Genel Müdürlüğü ve ATİM'e keşif koşullarının uygun olup olup olmadığına dair görüş bildirmelerini istedi. Bu yönde yazı yazdı. Fakat geldiğimiz aşamada dosyanın karar noktasına geldiğini ve sanıklardan esas hakkındaki savunmalarını yapmaları için duruşmanın 20 Ocak tarihine ertelendiğini gördük.”
MUHABİR - YUSUFHAN KABAKCI