55 metrelik kuledeki işçiler: “Hakkımızı alana kadar devam”
ERDEM TABAKOĞLU
İş akitleri firma tarafından sonlandırılan işçilerden ikisinin 55 metrelik kuledeki eylemi dün itibariyle 4 günü geride bıraktı. Herhangi bir olumsuzluğa karşı polis ve sağlık ekiplerinin önlem aldığı kule önüne dün sabah saatlerinden itibaren işten çıkartılan madencilerin eşleri de gelerek destek vermeye başladı. İşçilerin eylemine bağlı oldukları Genel Maden İş Sendikası’nın (GMİS) temsilcileri de destek verdi.
“Yerin üstünde de altında da hakkımız yendi”
Gece gündüz demeden kuleden inmeden eylemlerini sürdüren işçiler, seslerini duyurabilmek adına cep telefonu vasıtasıyla sosyal medya sitelerini de aktif bir şekilde kullanıyorlar. Eylemci işçiler sosyal medyadaki son paylaşımlarında yaşadıkları mağduriyeti şu şekilde dile getirdiler:
“Eylemimizin 4. günü. Hala bir sonuç alamadık. Bülent arkadaşımla ‘Niye hakkımızı alamıyoruz, nerde yanlış yaptık?’ diye düşündük. Biz yer üstünde çalışan normal işçilerdendik. Emekçinin hakkı yendi. Hakkımızı alamadık. Madencilik zor bir meslek, meşakkatli bir meslek... Yer üstünde emekçinin hakkı yeniyor, yerin altında madencinin hakkını yemezler. ‘Biz yer altında çalışalım’ dedik. Madencilikte çalışmaya başladık. Yeri geldi yerin 500 metre, yeri geldi 700 metre altına girdik. Ama yine hakkımız yendi. Biz de bu sefer ‘Yerin üstünde paramızı alamadık, yerin altında alamadık. Gözyüzüne çıkalım’ dedik. Belki hakkımız buradadır. Hakkımızı böyle alırız. Bekliyoruz. 4. gününde eylemimiz devam ediyor. Gökyüzünde emekçinin hakkını istiyoruz. Hak ettiğimiz paraları almayı istiyoruz. Bugün öğlen saatlerinde şirket yetkilileri gelecek. Kendileriyle görüşmeye yapacağız. Ama biz kendilerine söyledik. Biz görüşmek istemiyoruz. Biz paramızı istiyoruz. Defalarca görüştük. Görüşerek halledemedik.”
Eylemci işçiye ‘baba’ destek
Kulede 4 gündür hak arayışı eyleminde olan oğlu Bülent Çevik’e destek veren baba Necati Çevik de, HEMA-3 kuyusunun önündeydi. Baba Çevik, “Yanınızdayız. Siz orada iyi olun. Biz sizin yanınızdayız. Burada sıkıntı yok” diyerek oğlunu ve arkadaşını destekledi.
Madenciler fedakârlık gösterdi ama…
Madencilerin eylemini yakından takip eden isimlerden biri de GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci oldu. Demirci, işveren ve tüm ilgililere hitaben yaptığı konuşmada,
Hattat Enerji ve Madencilik Şirketi’nde çalışan 200’ün üzerindeki işçinin iyine 15 gün önce son verildiğini anımsatırken bunların 183'ünün GMİS üyesi olduğunu söyledi. İşverenin 2 aydır maaşları ödemediğini, bayram ikramiyelerini ödemediğini ve işçilerin sosyal haklarını ödemediğini vurgulayan Demirci, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sendika olarak işveren nezdinde yaptığımız girişimler sonuçsuz kaldı. İşveren her seferinde çeşitli gerekçeler öne sürdü. Madenci kardeşlerimiz büyük fedakârlıkta bulunarak çalışmaya devam ettiler. İşlerine, işyerlerine sahip çıktılar. Ancak işveren aynı hassasiyeti göstermedi ve ekonomik kriz bahanesiyle arkadaşlarımızı işten çıkardı.
Bıçak kemiğe dayandı
Madenci kardeşlerimiz 2 aydır elde avuçta ne varsa onunla idare etmeye çalışıyorlardı. Okullar açıldı, kış kapıya dayandı. Üniversitede okuyan, askerde olan çocuklarımız var. Hastası olan var. Evsahibi, marketler, bankalar beklemede… ‘Artık yeter’ diyoruz. Biz çalıştık, emek harcadık, alın teri döktük. Biz, anamızın ak sütü kadar helal alacaklarımızı istiyoruz. Sesimizi duyurmak için her yolu denedik. Sendika olarak işverene, ilgili bakanlıklarla görüştük, ama olmadı. Bıçak kemiğe dayandı ve kardeşlerimiz Bülent Çevik ve Serdar Aslan kuleye çıkarak oradan seslenmek zorunda kaldılar. 4 gündür gece-gündüz, ayazda soğukta, yarı aç - yarı tok sesimizi duyurmaya çalışıyorlar. Biz, arkadaşlarımızın sağlığının bozulmasından endişe ediyoruz.
“Hakkımızı istiyoruz”
Onlar da haklı olarak çocuklarının sağlığını korumak için mücadele ediyorlar. Biz, kardeşlerimizin haklı mücadelesine destek olmak için buradayız. İşverene ve tüm ilgililere buradan sesleniyoruz; hakkımızı istiyoruz.
“Devlet seyretmemeli”
Zonguldak havalisi maden havzamızdaki kömür rezervinin üçte birinden fazlası bu bölgede bulunuyor. Ancak işveren yaklaşık 12 yıldır hazırlık sürecini tamamlayıp üretime geçemedi. Böylesi büyük bir rezerv uzun zamandır üretilmeyi bekliyor. Böyle giderse daha çok bekleyeceğiz. Oysa ülkemizin şiddetle taşkömürüne ihtiyacı var. Buradaki kömür kazılmayı bekliyor, Türkiye yılda 4-5 milyar dolar ödeyip dışarıdan kömür alıyor. Türkiye, kömür ithal edebilmek için borç para arıyor, ama kömür burada kazılmayı bekliyor. Devlet bu duruma daha fazla seyirci kalmamalıdır. Gerekirse Türkiye Taşkömürü Kurumu devreye sokulmalıdır.
“İşçi çıkartmak çözüm değil”
Biz artık yeter diyoruz. Ekonomik krizi biz işçiler, emekçiler çıkarmadık. Biz işimizi yapıyoruz. Krizin bedelini bize ödetemezsiniz. Krizin çözümü işçi çıkartmak değildir. Ekonomik krizi çözmenin yolu, istihdam yaratmak ve üretimi artırmaktır. Biz üretmek, ülkemize ve milletimize hizmet etmek, ailemizi geçindirmek istiyoruz. Buradaki arkadaşlarımızın haklı sesini duyuruncaya kadar eylemleri edecektir.”
“Devlete mobbing” iddiası
İşçileri eylemlerinin bayından beri hiç yalnız bırakmayan isimlerden biri olan GMİS Amasra Şubesi Başkanı Ertan Kaya ise ilginç bir iddiayı gündeme getirdi. HEMA A.Ş. yönetiminin işçiler üzerinden adeta devlete mobbing uyguladığını savunurken şunları söyledi:
“İşveren bir işçiyi çıkarırken kıdem ve ihbar tazminatlarını ve tüm alacaklarını hesaplar ve işçiye iş akidini fes ederken bunun bildirimini yaparak fes eder. İşçiyi çıkardıktan sonra da işçinin alacaklarını öder. Burada işveren resmen işçi üzerinden devlete mobbing uyguluyor. Biz gereken yerlere yazımızı yazdık. Ama sadece bizim yazı yazmamızla olmuyor. Bunun bir denetiminin olması lazım. Ayrıca biz yazımızı yazdığımızda bunun nihai sonuca varması ve bize bir cevap gelmesi lazım ama gelmiyor.”